T.C.
DANIŞTAY
6. DAİRE
E. 2012/4109
K. 2012/7436
T. 10.12.2012
ÖZET : Davacı büyükşehir belediye meclisi üyesi sıfatıyla belde halkının hak ve menfaatlerini korumakla görevli olduğundan koruma amaçlı imar planının uygun bulunmasına yönelik Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararını dava konusu edebilir. Davanın ehliyet yönünden reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare
Mahkemesince verilen 21/03/2012 tarihli, E:2010/970, K:2012/522 sayılı kararın,
usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda
bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve Kanuna uygun olan
kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Ulya Emiroğlu
Düşüncesi : Dava konusu koruma kurulu
işleminin tesisine katılma yetki ve görevi bulunmayan davacının, büyükşehir
belediye meclis üyesi sıfatıyla belde halkının hak ve menfaatlerini korumakla
görevli olması sebebiyle, 1/5000 ölçekli Boğaziçi Gerigörünüm ve Etkilenme
Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı değişikliğinin uygun bulunmasına yönelik
30.03.2010 gün ve 4259 sayılı İstanbul 3 No' lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Korumu Bölge Kurulu Kararına karşı sübjektif ehliyetinin bulunduğu, bu durumda
temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince
Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; 22.07.1983 onanlı
1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım İmar Planı Kapsamında Boğaziçi Gerigörünüm ve
Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı notlarına: "Plan
kapsamında avan proje şartı verilerek konut dışı fonksiyon belirlenen
parsellerde blok ebatlarını belirlemeye Kültür ve Tabilat Varlıklarını Koruma
Kurulu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilidir. Bu hüküm 10.12.1993 tasdik
tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında da uygulanacaktır." notunun
ilavesine ilişkin işlemin 2863 sayılı Yasaya uygun bulunarak onaylanmasına dair
30.03.2010 tarihli, 4259 sayılı İstanbul 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Korumu Bölge Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince,
dava konusu 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliğine ilişkin
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.09.2010 tarihli, 1834 sayılı
kararının oylanması sonucu karşı oy kullanan üyenin davacı olduğuna dair somut
bir belge veya muhalefet şerhinin bulunmaması karşısında davacının anılan
meclis ve kurul kararına karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanununun 17. ve
müteakip maddelerinde Belediye Meclisinin görev, yetki, toplantı ve karar alma
hususları düzenlenmiş ve aynı Kanunun 19. maddesine dayanılarak çıkarılan
Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği 09.10.2005 tarihli, 25961 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanmıştır.
Söz konusu Yönetmelikle, Belediye
Meclisinin çalışma usul ve esasları düzenlenerek toplantı gündeminin üç gün
önce meclis üyelerine tebliğ edileceği, toplantıya katılanların yoklama ile
tespit edileceği, meclis üyelerinin görüşme ve toplantılarda konuşmak için söz
alabilecekleri, meclis üyelerinin kabul, ret veya çekimser oldukları yönünde oy
kullanacakları, görüşmelerin oylama üzerine görevlilerce tutanağa geçirilerek
başkanlık divanınca imzalanacağı ve kararların tutanaklara dayalı olarak
yazılacağı hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 2. maddesinin ( a ) bendinde iptal davaları, idari işlemler hakkında
yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı
olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar
olarak tanımlandıktan sonra, ilk inceleme konularının düzenlendiği 14. maddenin
3/c bendinde de, dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin l/b
bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın
reddedileceği hükme bağlanmıştır.
İptal davasının sübjektif ehliyet koşulu
olan "menfaat ihlali" doktrin ve içtihatlarda, dava konusu işlemle
davacı arasında kurulan makul, meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi
olarak tanımlanmaktadır.
Menfaat ilişkisi koşulunun varlığı davanın
esasının incelenebilmesi için aranan ön şartlardan biri olup sınırları hukuki
duruma göre değişmekte ve davanın durumuna göre taraf ilişkisinin kurulması
idari yargı yerince belirlenmektedir.
Kamu gücü kullanılarak tesis edilmekle
birlikte tek bir kişi veya hiyerarşik düzende yer alan birden fazla kişi
tarafından tesis edilen işlemler ile birden fazla kişinin ortak iradelerinin
birleşmesiyle oluşabilen işlemler ( kollektif işlemler ) bakımından yargı
yerince aranan sübjektif ehliyet koşulu hukuki yönden farklı
değerlendirilmektedir.
Zira yetkili kişi veya
kişilerce tesis edilen idari işlemlere karşı işlemin tesisine katılma imkanı
bulunmayan ancak bu işlemden hak ve menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından
dava açılabilmesi mümkün ise de, işlemin tesisine katılma yetki ve görevi
bulunan kişilerin ortak iradesi ile belirlenen kollektif işlemlere karşı bu
kişilerin dava açabilmeleri için karara muhalif kalmaları koşulu aranmaktadır. NİTEKİM KANUNLA BELEDİYE MECLİSLERİNE
VERİLEN GÖREVLERLE İLGİLİ KONULARDA BELDE HALKININ HAK VE MENFAATLERİNİ
KORUMAKLA GÖREVLİ OLAN BELEDİYE MECLİSİ ÜYELERİNİN MECLİS TARAFINDAN KARARA
BAĞLANAN BİR KONUDA TOPLANTIYA KATILARAK KARŞI OY KULLANMALARI HALİNDE BU
KARARA KARŞI DAVA AÇMA EHLİYETİNİN ( SÜBJEKTİF EHLİYET ) VAROLDUĞU DANIŞTAY
İÇTİHATLARIYLA DA BENİMSENMİŞTİR.
İdare Mahkemesince, İstanbul III No'lu
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 30.03.2010 tarihli, 4259
sayılı kararı ile uygun bulunan dava konusu 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım
İmar Planı Değişikliğine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin
14.09.2010 tarihli, 1834 sayılı kararının "oyçokluğu" ile kabul
edildiği, ancak, muhalif kalan kişinin davacı olduğuna dair yapılmış bir tespit
bulunmadığı gibi meclis kararlarında muhalefette kalanların gerekçelerine
ilişkin herhangi bir hususun da yer almadığı gerekçesiyle davanın ehliyet
yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafından, üyesi bulunduğu
büyükşehir belediye meclisinin anılan plan değişikliğinin kabulüne yönelik
14.09.2010 tarihli, 1834 sayılı kararı değil, söz konusu plan değişikliğinin uygun
bulunmasına ilişkin İstanbul III No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulunun 30.03.2010 tarihli, 4259 sayılı kararının dava konusu edildiği
anlaşılmaktadır.
Dava konusu koruma kurulu işleminin tesisine katılma yetki ve görevi
bulunmayan davacının, büyükşehir belediye meclis üyesi sıfatıyla belde halkının
hak ve menfaatlerini korumakla görevli olması sebebiyle 1/5000 ölçekli Boğaziçi
Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı değişikliğinin
uygun bulunmasına yönelik 30.03.2010 tarihli, 4259 sayılı İstanbul III No'lu
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Bölge Kurulu kararına karşı sübjektif
ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddine yönelik mahkeme kararında
hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
İstanbul 1. İdare Mahkemesince verilen 21/03/2012 tarihli, E:2010/970,
K:2012/522 sayılı kararın bozulmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye
gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün
içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10.12.2012 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|