KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdare Hukuku »
Pazar, 28 Nis 2024

Özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanında yer almasının kanuna dayanmayıp yönetmelikle düzenlenmesi ve nüfus cüzdanının her ibrazında bu durumun bilinmesini sağlayacağından kişilik haklarına ve hukuka aykırıdır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

E. 2008/1763

K. 2012/2340

T. 28.11.2012

İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 05/02/2008 günlü, E:2005/8667, K:2008/401sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idarelerden Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Gülhan Akyüz

Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; 30/10/2005 günlü, 25981 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar" ibaresinin, ikinci bölüm başlığının alt başlığında bulunan "Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına" ibaresinin ve 7. maddesindeki "Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" ibaresi ile anılan maddenin 2. fıkrasında yer alan "Özürlü olduğunu istenen belgelerle beyan eden ve il müdürlüklerine başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanlarının arka yüzünde, "% … oranında özürlüdür" ifadesi yer alır." cümlesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Onuncu Dairesinin 05/02/2008 günlü, E: 2005/8667, K:2008/401 sayılı kararıyla; 571 sayılı Özürlüler İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinin 1. fıkrasının ( h ) bendi ile 25. maddesi, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasının ( a ) bendi ve dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan Mülga 1587 sayılı Nüfus Kanunu’nun 43., 47. ve 52. maddelerinden bahisle, dava konusu Yönetmelik genel olarak; doğuştan veya sonradan veya herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini %40 ve üzerinde kaybedenlerin, bu durumlarına ilişkin bilgilerinin, önce özürlüler veri tabanına kaydedilmesi, buradan Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi ( MERNİS ) veri tabanına işlenmesi ve isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük bilgilerinin sadece yüzde oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin esas ve usulleri düzenlediği; bununla birlikte, davacılar tarafından Yönetmeliğin sadece, özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanında yer almasına ilişkin olarak getirilen kısımları dava konusu edildiğinden, uyuşmazlığın özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanında yer almasının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin bulunduğu, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/h ve 25. maddeleri ile 1587 sayılı Yasanın 57/2 maddesinin birlikte değerlendirilmesinden; söz konusu mevzuat ile davalı idarelere, münhasıran özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmak üzere "özürlü kimlik kartı hazırlama" görev ve yetkisinin verildiği; oysa dava konusu Yönetmelik ile özürlülere özgü bir kimlik kartı düzenlenmesi yerine, kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan resmi belge niteliğindeki nüfus cüzdanlarına özürlülük bilgisinin oran olarak yazılması yoluna gidildiği, böylece davalı idarelere verilen kanuni yetkinin sınırlarının aşıldığı sonucuna ulaşıldığı; ayrıca, dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan Mülga 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun43. maddesinde, nüfus aile kütüklerinde yer alacak bilgiler arasında özürlülük bilgisine yer verilmemesi; 57. maddesinde de nüfus cüzdanlarına bu Kanunda öngörülenler dışında kayıt ve işaret konulamayacağı kuralı getirilmesi, böylece şahıslara nüfus cüzdanlarında yer alacak hususları belirleme hakkı da tanınmaması karşısında; nüfus cüzdanında yer almasına kanunen izin verilmeyen özürlülük oranının, nüfus cüzdanına yazılmasını ve bu hususun özürlü vatandaşın isteğine bağlı kılınmasını öngören dava konusu Yönetmelikde, bu yönüyle de hukuka aykırı görüldüğü; diğer taraftan, kişinin Türk vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan, bu sebeple yapılacak herhangi bir hukuki işlemde ibrazı istenilecek temel kimlik belgesi niteliğinde bulunan nüfus cüzdanına, özürlülük oranının yazılmasını öngören söz konusu düzenlemenin, kimliğin her ibrazında kişinin özürlülük oranının başkaları tarafından bilinmesi ve bu suretle özürlü vatandaşların kişi hak ve hürriyetinin zedelenmesi sonucunu doğuracağının da açık olduğu; nitekim, dava konusu Yönetmelik gibi 571 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/h maddesine dayanılarak kabul edilen ve dava konusu Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan “Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Özürlüler İçin Kimlik Kartı Yönetmeliği”nde, sadece özürlülere özgü olarak düzenlenen ve bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve/ya sosyal nitelikteki özel durumları nedeniyle kendilerine tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmak istedikleri esnada ibraz edecekleri, özürlülük grubu-tanısı ile oranının yer aldığı bir kimlik kartının öngörüldüğü, böylece hem yasal yetki çerçevesinde kalındığı, hem de özürlü vatandaşların günlük işlemlerini gerçekleştirirken rencide olmalarının önüne geçildiği; öte yandan, her ne kadar davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, 1587 sayılı Yasanın 47. maddesinde yer alan hüküm uyarınca herhangi bir arıza sebebiyle vücutta meydana gelen şekil değişikliklerinin aile kütüklerine ve dolayısıyla nüfus cüzdanlarına yazılmasının idarelerinin yetkisi dahilinde bulunduğu ileri sürülmekte ise de; gerek 5378 sayılı Yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının ( a ) bendinde, gerekse dava konusu Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “özürlü” kavramının sadece bedensel araz sahibi kişileri kapsamadığı, bunun dışında zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini kaybedenlerin de özürlü tanımına, dolayısıyla dava konusu Yönetmelik kapsamına dahil olduğu anlaşıldığından, idarenin bu iddiasının yerinde görülmediği; bu durumda, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini %40 ve üzerinde kaybedenlerin, isteklerine bağlı olmak kaydıyla özürlülük oranlarının nüfus cüzdanlarında yer almasını öngören dava konusu Yönetmeliğin, dava konusu edilen kısımlarının, dayanağı olan mevzuata aykırı olduğu gibi, kişi hak ve özgürlüğünü de zedeleyici nitelikte bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "özürlülük bilgisinin nüfus cüzdanlarında yer almasına ilişkin usul ve esasları kapsar" ibaresinin, ikinci bölüm başlığının alt başlığında bulunan "Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına" ibaresinin ve 7. maddesindeki "Nüfus cüzdanında özürlüğüne ilişkin bilgi yer alan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" ibaresi ile anılan maddenin 2. fıkrasında yer alan "Özürlü olduğunu istenen belgelerle beyan eden ve il müdürlüklerine başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanlarının arka yüzünde, "% … oranında özürlüdür" ifadesi yer alır." cümlesinin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idarelerden Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay Onuncu Dairesinin 05/02/2008 günlü, E: 2005/8667, K:2008/401sayılı kararının onanmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Tags: adli yargı | çağlayanda alacak avukat ara | çağlayanda avukat ara | idari dava avukatı | idari dava türleri | idari yargı | iptal davası | iyuk madde 2 | perpa hukuk bürosu | perpada avukat | tam yargı davası | tazminat davası avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.