KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Medeni Usul Hukuku »
Pazartesi, 29 Nis 2024

Muvazaya Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Davası Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümlerine Göre Bakılıp Çözümlenmesi Gerektiğinden Aile Mahkemesi Görevli Olmayıp Genel Mahkeme görevlidir.


T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/1696

K. 2010/2926

T. 1.6.2010

DAVA : A. B. ile F. G. ve S. B. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Mersin 2. Aile Mahkemesinden verilen 1.12.2009 gün ve 134/1344 Sayılı hükümün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 1.6.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraflardan kimse gelmediği için incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı A. B. vekili dava dilekçesi ve 12.12.2008 tarihli dilekçeyle yargılama oturumunda, boşandığı eşi davalı S. B. adına kayıtlı davaya konu 544 parsel numaralı taşınmazı evlilik birliği içinde vekil edeninin satın aldığını, birlikte üzerine iki katlı ev yaptırıldığını, ancak sonradan S.’ın birlikte yaşadığı diğer davalı F. G.’ye muvazaalı olarak devrettiğini, ileride katkısı sebebiyle alacak davası açacağını açıklayarak aile konutu olarak belirlenmesine ve tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı S. B., davacıya ait dava dışı taşınmazlar satılarak davaya konu taşınmazın alınıp üzerine ev yapıldığını, erkek olduğu için kendi adına tescil edildiğini, kendisinin de bedel almadan taşınmazı diğer davalı F. G.’ye devrettiğini belirtmiş, davalı F. G. vekili, eşler arasındaki ilişkiyi bilmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı A. ile davalılardan S. 15.1.1985 tarihinde evlenmişler, 8.2.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükümün kesinleşmesiyle 22.9.2008 tarihinde boşanmışlardır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik görülmediğine, verilecek aile konutu belirlemesi kararı veya şerhinin ancak, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam etmesi olanaklı olduğuna, boşanma karan 22.9.2008 tarihinde kesinleştiğine böylece, hüküm tarihi itibarıyla devam eden evlilik bulunmadığına göre, davaya konu taşınmazın aile konutu olarak belirlenmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden hükümün bu bölümünün ONANMASINA,

Tapu iptali ile tescil istemine ilişkin hüküm bölümüne yönelik temyiz itirazına gelince; davacı vekili, evlilik birliği içinde satın alındığı halde davalı koca adına tescil edilen davaya konu 544 parselin, diğer davalı F.’ya devredildiğini, bu devirdeki amacın vekil edeninin katkı payı alacağını azaltmak olduğunu ileri sürmüştür. Taşınmaz, 11.12.1992 tarihinde satın alınmış ve 14.11.2005 tarihinde S. tarafından davalı F.’ya satılmıştır. Dava, muvazaaya dayalı iptal ve tescil istemine ilişkindir. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karsısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır ( B.K.m.18 ). Davacı, şahsi hakkına dayanarak, ileride açabileceği katkı payı alacağı davası ile hak edebileceği katkı payı alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açmış, önce tapu kaydının iptali ile adına daha sonra davalı eşi S. B. adına tescile ve eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Bu açıklamalara göre, davanın Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre bakılıp çözümlenmesi gerektiğinden 4787 Sayılı Kanun ile kurulmuş Aile Mahkemesi görevli olmayıp genel mahkeme görevlidir. Çekişme konusu taşınmazın değerine göre tapu iptal ve tesciline ilişkin davaya bakma görevinin Mersin Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olması sebebiyle görevsizlik kararının verilmesi gerekirken yanlışa düşülerek yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında red kararının verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle, davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükümün tapu iptal ve tescile ilişkin bölümünün BOZULMASINA, 01.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Tags: avukat ara | bakırköyde gayrimenkul avukatı | bakırköyde iş kazası avukatı | bakırköyde işçi avukatı | çağlayanda avukat ara | caglayanda gayrimenkul avukati | caglayanda icra avukati | çağlayanda iş davaları avukatı | çağlayanda iş kazası avukatı | çağlayanda işçi avukatı | çağlayanda tazminat avukatı | kartalda gayrimenkul avukatı | kartalda miras avukatı | miras davaları avukatı | perpada avukat ara | tazminat davaları avukatı | tüketici davaları avukatı


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.