T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/15220
K. 2012/17662
T. 9.7.2012
ÖZET : Davacı, davalı bankadan çekmiş olduğu konut kredisi sırasında ve
kredinin yapılandırılması sırasında toplam dosya masrafı adı altında haksız
olarak kesilen alacağın kredi kullanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle
tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı banka, sadece kredinin
verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir.
Kredi verilmesi ve kredinin yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların
neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer
ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden
alınacağına dair hükmün yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri
karşısında haksız şart olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece davalı
bankanın davacıya verdiği konut kredisinin tahsisi ve yapılandırılması için
kesilen miktar yönünden, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra
bankanın sunduğu deliller ile birlikte, konusunda uzman bilirkişi ya da
heyetinden yasal mevzuat da gözetilerek somut olayda kredinin kullanılması için
zorunlu masraflarının neler olduğunun, kullanılan kredi miktarı gözetilerek
davalı bankanın belirlediği miktarın makul olup olmadığının tespiti için
bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi
gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi
içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği
konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 20.08.2008 tarihinde davalı bankadan çekmiş olduğu konut
kredisi sırasında ve 12.07.2011 tarihinde kredinin yapılandırılması sırasında
toplam dosya masrafı adı altında haksız olarak kesilen 2.552,00 TL'nin kredi
kullanıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı, dosya masrafı tahsilatının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın
reddini dilemiştir.
Mahkemece, dosya masrafına ilişkin şartın haksız şart olduğu gerekçesi ile
davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla
değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı
ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye
koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına
aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme
koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü
sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir
sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer
alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının
tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak
değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu
sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün
müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını
engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden
tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7,
9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen
tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ...
" hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak
hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7.
maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile
akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Konut Kredisi Sözleşmesinin 6. maddesinde,”
müşteri ve kefil/kefiller bu sözleşmede belirtilen kredi borçları için aşağıda
belirtilen oranlarda tahakkuk ettirilecek kredi faizini, kredi faizi üzerinden
hesaplanacak (KKDF) ile bankaca belirlenecek her türlü ücret ve masrafı ödemeyi
kabul ve taahhüt ederler... müşteri dilerse düşük faizli, sabit faizli konut
Finansmanı kredisinden yaralanabilecektir. Ancak bundan yaralanabilmesi için
kredinin ilk açılışında... TL tutarında katkı payı/peşin komisyon ödemesi
yapılması gerekmektedir. Müşteri kefil/kefiller işbu sözleşmenin akdi faiz
oranının %..(emsal kredileri uygulanan faiz oranı)olduğunu,ancak... TL katkı
payı/peşin komisyon alınması nedeniyle, kredisine işbu sözleşmenin eki ve ayrılmaz
parçası olan geri ödeme planında belirtilen %.. düşük faiz oranının
uygulandığı, temerrüde düşmesi halinde krediye akdi faiz oranının %30 fazlası
üzerinden temerrüt faizi uygulanacağını kabul ve taahhüt eder.” hükmü
mevcuttur. Ancak, bu ücret ve masrafların hangi nedenlerle alınacağına dair
sözleşmede açıklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki,
davalı banka, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu olan
masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi ve kredinin
yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat
yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı
altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmün
yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart
olduğunun kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece davalı bankanın davacıya
verdiği konut kredisinin tahsisi ve yapılandırılması için kesilen 2.536,00 TL
yönünden, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra bankanın sunduğu
deliller ile birlikte, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden yasal mevzuat
da gözetilerek somut olayda kredinin kullanılması için zorunlu masraflarının
neler olduğunun, kullanılan kredi miktarı gözetilerek davalı bankanın belirlediği
miktarın makul olup olmadığının tespiti için bilirkişi raporu alınması ve hasıl
olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin
eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve
yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine
bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1 nolu bent gereği hükmün davalı yararına
BOZULMASINA, 2 nolu bent gereği davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının
incelenmesine yer olmadığına, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
< Önceki | Sonraki > |
---|