KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » İdari Yargı±lama »
Cuma, 29 Mar 2024

Yıkım İşlemi ve Kiracının Dava Açma Ehliyeti

T.C.

 

DANIŞTAY

 

6. DAİRE

 

E. 2008/5411

 

K. 2010/948

 

T. 1.2.2010

 

ÖZET : Dava, encümen kararının iptali istemidir. Yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik bir idari işlem olduğundan, bu işlemin icrası durumunda yapının üzerinde inşa edildiği taşınmazın maliki olan davacı idarenin olumsuz yönde etkileneceği açıktır. Dolayısıyla maliki olduğu taşınmazın üzerinde bulunan yapının yıkımı ile davacı arasında kişisel, güncel, meşru ve makul bir ilişkinin bulunduğu, yıkım işleminin davacının kişisel menfaatini ihlal edeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, yıkım işlemi bakımından davacının ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

 İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606, K:2007/1984 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

  TÜRK MİLLETİ ADINA

 Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

 KARAR : Dava, mülkiyeti M. Vakfı'na ait Antalya İli, Merkez, Muratpaşa Bahçelievler Mahallesi, 7873 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen ruhsatsız yapının İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıktırılmasına ve davacının İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca imar para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 31.08.2006 günlü, 525 sayılı Muratpaşa Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının taşınmazı boş olarak kiraya verdiği, ruhsatsız inşa edildiği iddia edilen dükkanın kiracı tarafından yapılması ve yıkım kararının dükkan hakkında alınmış olması nedeniyle dava konusu yıkım işleminin davacının menfaatini ihlal etmediği, dolayısıyla davacının yıkım işlemine karşı dava açma ehliyetinin "bulunmadığı, davacının imar para cezasıyla cezalandırılması bakımından ise, taşınmazın kiralanmasına ilişkin sözleşmeden taşınmazın boş olarak kiraya verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda para cezası yaptırımının yapıyı inşa eden hakkında uygulanması gerekirken taşınmaz maliki olduğu gerekçesiyle davacı hakkında uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin yıkıma ilişkin kısmı bakımından davanın ehliyet yönünden reddine, imar para cezasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verilmiş, bu karar taraf vekillerince karşılıklı olarak temyiz edilmiştir.

 Temyize konu İdare Mahkemesi kararının imar para cezasına ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

 Uyuşmazlığın, yıkım işlemine ilişkin kısmına gelince;

 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.

 İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "dava açma ehliyeti" iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yeterince değerlendirilmektedir.

 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının ( a ) bendinde iptal davaları, "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar" olarak tanımlanmıştır.

 Yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik bir idari işlem olduğundan, bu işlemin icrası durumunda yapının üzerinde inşa edildiği taşınmazın maliki olan davacı idarenin olumsuz yönde etkileneceği açıktır. Dolayısıyla maliki olduğu taşınmazın üzerinde bulunan yapının yıkımı ile davacı arasında kişisel, güncel, meşru ve makul bir ilişkinin bulunduğu, yıkım işleminin davacının kişisel menfaatini ihlal edeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

 Bu durumda, yıkım işlemi bakımından davacının ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

 SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyize konu Antalya 2. idare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606 K:2007/1984 sayılı kararının imar para cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA, yıkıma ilişkin kısmının oyçokluğuyla BOZULMASINA, 01.02.2010 gününde karar verildi.

 KARŞI OY :

 Temyize konu Antalya 2. idare Mahkemesinin 13.12.2007 günlü, E:2006/2606 K:2007/1984 sayılı kararının yıkım işlemi bakımından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yıkıma ilişkin kısmının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.