KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Medeni Hukuk »
Cumartesi, 20 Nis 2024

Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/524

K. 2013/2913

T. 21.2.2013

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılar tarafından ayrı ayrı süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, borçlu ortağın alacaklıları tarafından açılan borçlunun paydaşı olduğu iki adet taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazların satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan borçlu E. G. tarafından temyiz edilmiştir.

Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir.

Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden İ.İ.K.nun 121. maddesi uyarınca İcra Mahkemesinden aldığı yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini isteyemez.

Ancak, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 5578 s. kanunla değiştirilen 8. maddesine göre; parsel büyüklüğü mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamaz. Bakanlığın uygun görüşüyle kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazileri, belirlenen büyüklükte parsellerden daha küçük parsellere bölünemez. Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun, birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu araziler ifraz edilemez, payları 3. şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez.

Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, yasa koyucunun amacı dikkate alındığında bu hususun kamu düzeninden sayılması gerekir.

5403 Sayılı Kanunun 8. maddesi hükmü gereğince, pay satışı mümkün olmayan paylı mülkiyete tabi tarımsal nitelikli taşınmazlarda ise, alacaklı İ.İ.K.nun 121. maddesi uyarınca aldığı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak ( paydaş ) dahil tüm ortakların ( paydaşların ) davaya dahil edilmeleri zorunludur.

Somut olaya gelince, borçlunun alacaklısı olan davacı tarafından icra mahkemesinden aldığı yetkiye dayanılarak davaya konu taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmıştır.

Yukarıda açıklanan ilkelere göre, borçlu paydaşın alacaklısı tarafından İ.İ.K.nun 121. maddesine göre icra mahkemesinden alınan yetkiye dayanarak açılan ortaklığın giderilmesi davasında, borçlunun müstakil payının haczi mümkün ise de, taşınmazların niteliğine göre 5403 Sayılı Kanun uyarınca taksimin mümkün olup olmadığının araştırılarak. 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca pay satışının mümkün olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle satış kararı verilmesi hatalı olmuştur.

Ayrıca kabule göre, karar tarihi itibariyle Harçlar Yasası gereği satıp bedeli üzerinde binde 9,9 nispetinde harç alınması gerekirken, binde 9 nispetinde harç alınması, satış bedelinin tapudaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, infaza müdahale edecek şekilde, borçlu payına isabet eden paranın, icra müdürlüğüne tevdiine dair karar verilmesi de hatalı olmuştur.

Hüküm bu sebeplerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı H.M.K.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek H.U.M.K.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

Tags: ecrimisil avukatı | bursada gayrimenkul avukatı | caglayanda gayrimenkul avukati | istanbulda gayrimenkul avukati | izaleyi şuyu avukatı | izaleyi şuyu avukatı | ortaklığın giderilmesi davası | perpada gayrimenkul avukati


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.