KAYDUL

HUKUK


Mahkeme Kararları » Borçlar Hukuku »
Salı, 23 Nis 2024

Askerlik Hizmeti Sırasında Trafik Kazası Ve Tazminat Davası

T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

E. 2014/277

K. 2014/310

T. 3.3.2014

OLAY : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Jandarma Asteğmen M.A.'nın emir ve komutasında 4 araçtan oluşan konvoyla Silopi istikametinde yol emniyet ve kontrol görevini ifa ederken, yol güzergahı üzerinde meydana gelen kaza sonucunda araç içinde Jandarma eri olarak bulunan davacı A.O.'ın yaralandığını, uzun süreli tedavi sonrasında durumunda bir düzelme olmadığı için kendisine Askerliğe Elverişli Olmadığı'na ilişkin 27.07.2006 tarihinde rapor verildiğini, daha sonra davacıya maluliyeti sebebiyle Emekli Sandığı tarafından maaş bağlandığını, maluliyet derecesinin 6 olduğunu belirterek, fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydı İle, 500.00 TL maddi, 10.000, TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.500 TL maddi ve manevi tazminata faizi ile birlikte hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi: 28.09.2010 gün, E:2007/136, K:2010/342 sayı ile özetle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermiştir.

İş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 16.03.2011 gün, E:2011/1324, K:2011/2761 sayılı ilamı ile özetle; davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde bakılması gerektiğini belirterek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar vermiştir.

Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi: Yargıtay'ın bozma ilamına uyduktan sonra, 05.10.2011 gün, E:2011/278, K:2011/341 sayı ile özetle; 6100 sayılı HMK nun 3.maddesi hükmü gereğince, ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazminine yönelik davaların ve her türlü idari eylemler ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı, maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davaların Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini, dolayısıyla mahkemenin görevli olduğunu belirterek, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermiştir.

İş bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 08.05.2012 gün, E:2012/3297, K:2012/8108 sayılı ilamı ile özetle; “...6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 3. maddesi, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalar için geçerlidir. Diğer yandan, Yargıtay bozma kararına uyulmakla, bozma kararı yararına olan taraf yönünden usulü kazanılmış hak doğar. Kazanılmış hak, yeni bir karar ile ortadan kaldırılamayacağından; yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek dairemizin bozma kararına göre yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” demek suretiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi: Yargıtay'ın bozma ilamına uyduktan sonra, 01.11.2012 gün, E:2012/493, K:2012/455 sayı ile özetle, davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istemle bu kez askeri idari yargı yerinde dava açılmıştır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi: 19.06.2013 gün, E:2013/326, K:2013/746 sayı ile özetle, “... 01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110'uncu maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı tarafından Mahkememizde 29.01.2013 tarihinde açılan bu davanın görev ve çözüm yerinin mahkememiz olmayıp adli yargı yeri olduğu sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

Bu karara karşı yapılan Karar Düzeltme başvurusu üzerine, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Daire Başkanlığı; 04.12.2013 gün, E:2013/1490, K:2013/1427 sayı ile özetle, karar düzeltme isteminin reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Serdar ÖZGÜLDÜR'ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT'un katılımlarıyla yapılan 3.3.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve askeri idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, askeri idari yargı dosyasının, adli yargı dosyası da temin edilerek, son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmakla, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK'ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile AYİM Savcısı Mehmet ALP'in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

KARAR : Dava, askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada vazife gereği içinde bulunduğu askeri aracın kaza yapması sonucunda yaralanan davacı tarafından, meydana gelen trafik kazası sonucu oluştuğunu iddia ettiği 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi zararın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “ İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu yasadan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmiş olup, geçici 21.maddesinde ise “ Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz. ” denilmiştir.

Belirtilen yasal düzenleme karşısında, 2918 sayılı Kanun'un Geçici 21.maddesi nazara alındığında, davacının, uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne dava açtığı tarih 29.01.2013 olup, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110.maddesinin 1.fıkrasının göreve ilişkin hükmü yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda veya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bir dava bulunmadığından, 2918 sayılı Kanun'un 110.maddesinin somut olaya uygulanacağı tartışmasızdır.

Bununla birlikte, belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasa koyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa'ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa'nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir.Anayasa Mahkemesi'nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa'ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi'nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01.11.2012 gün, E:2012/493, K:2012/455 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 03.03.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.


e-mail:
info @ kaydulhukuk.com

Telif Hakkı © 2012 Kaydul Hukuk Bürosu. Tüm hakları saklıdır. Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup,
Türkiye Barolar Birliğinin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez.